Ye Kürküm Ye Fıkrası Masalı

Değerli okurlarımız, en güzel çocuk masallarını barındıran sitemizde bugünkü masalımız Nasrettin Hoca masalları arasındaki Ye Kürküm Ye Fıkrası Masalı. Ye Kürküm Ye Fıkrası Masalı gibi masallardan sizlere en iyi masallar sunmamız için lütfen masallarımızı yorumlarınızla değerlendirin.Ye kürküm ye hikayesi birçok kişinin bildiği ya da duyduğu bir fıkradır. Uzun yıllardır anlatılan Nasrettin Hoca fıkraları arasında ye kürküm ye fıkrası en çok bilinenler içindedir. Bu fıkrayı merak edenler veya okumak isteyenleri, aşağıya davet ediyoruz.Akşehir, Hortu’da “Nasrettin Hoca” adıyla bilinen bir hoca yaşarmış. Bu hoca, köylüler tarafından çok sevilen, esprileri ile tanınan, saygıyla ve sevgi ile anılan bir hocaymış. Bazı vakitlerde köy halkı, fikir danışmak, iki hoş sohbet etmek için Nasrettin Hoca’nın yanına gelirlermiş. Hoca da köylü arkadaşlarını evinde ağırlar, birlikte yer, içerlermiş. Tüm köylüler onun yanından kahkahalar ile ayrılırlarmış. Nasrettin Hoca insanları güldürmeyi sevse de bazen ciddi bir şey söylese bile güldüklerini görünce, içten içe üzülürmüş. Bir de eşeği varmış hocanın. Sevimli mi sevimli, ama bir o kadar da tembel bir eşekmiş. Bu eşeğin dev gibi de kulakları varmış. Bu kulaklar sayesinde, köyde ne olup biterse bitsin, hemen duyuyormuş.Nasrettin Hoca Yemeğe Davet EdiliyorGünlerden bir gün Nasrettin Hoca’nın eşeği, köyün sokaklarında avare bir şekilde dolaşırken köylülerin aralarında konuşmasına, kulak misafiri olmuş.  Akşehir’de varlıklı, allı pullu insanların ve elit beylerin tarafından bir akşam yemeği daveti verilecekmiş. Eşek bunu duyunca koşa koşa Hoca’nın yanına gitmiş. Dört nala ve bir at gibi hızlanmış ve sonunda Hocayı gölün yanındaki ağacın altın altında, şekerleme yaparken görmüş. Hocayı uyandırmış ve heyecanlı bir şekilde olayı anlatmış. Hoca bunu duyunca başta davet edilmediği için üzülmüş ve köye, evine doğru eşeği ile birlikte yürümeye başlamış. Elit beylerden biri Nasrettin Hoca’yı görmüş ve yanına gitmiş. Hal, hatır sormuş. Eline bir davetiye vermiş. Davetiyede sadece bir yemek verileceği ve hoş sohbet edileceği yazıyormuş. Hocanın nasıl bir davet olduğundan haberi olmadığı için salaş bir şekilde davete gitmiş. Elit beyler Hocayı umursamamış bir hoş geldin bile dememişler. Öyle şık ve öyle göz alıcı giyinmişler ki Hocayı küçük düşürmüşler. Hoca buna dayanamayıp bir koşu evine gitmiş. Evine gittiği yolda yürürken, insanların neden böyle yaptığını sorgulamış. Ama bu tarz insanlara bir ders verme zamanı gelmiş. 

 Nasrettin Hoca’nın CevabıKısa bir süre sonra evine varmış. Kapıyı açıp hemen en güzel kıyafetlerinin olduğu sandığa gitmiş. Sandığın içinde altın işlemeli, şık mı şık bir kürk varmış. Nasrettin hoca vakit kaybetmeden kürkünü giyip yemeğe geri gitmiş. İçeriye girdiği anda bütün köylüler büyük bir şaşkınlık ve hayranlık içerisinde Hocaya bakmışlar. Az önce onu eski kıyafetleriyle umursamayan beyler, Şimdi Hocayı şık, altın işlemeli kürküyle görünce kendileri gibi görmüşler. Hocayı yere, göğe sığdıramayıp baş köşeye oturtmaya karar vermişler. Hoca aslında çok mütevazi bir insanmış. Ama şimdi rol yaparak onlar gibi davranıyormuş. Nasrettin Hoca herkesin yemeğe başlamasını beklerken, üzerindeki kürkünün kolunu sağdan, sola soldan sağa, sallamaya başlamış. Ardından yüksek sesle  “Ye kürküm ye” , “Ye kürküm ye” demeye başlamış. Herkes bir anda kaskatı kesilmiş. ‘’Ne diyor bu Hoca? Ne yapıyor?’’ diye şaşırmış. Ardından Elit beylerden biri şaşkınlığa daha fazla dayanamayıp Hoca’ya bir soru yöneltmiş;

• İlahi hoca, ne yapıyorsun? Kürkün yemek yediğini,kim nerede görmüş!

Demiş. Hoca, kürkünü yemeğe sokmaya devam etmiş ve ardından; Kendilerini çok büyük ve asil sayan insanlara, birden yapıştırmış cevabı.

• Mademki kürksüz adam sayılmadık… Saygıyı sevgiyi o gördü yemeği de o yesin.

Bir önceki masalımız Yaver ve Asil Masalını okuyun.Diğer Çocuk Masallarımız.Kısa Çocuk Masallarımıza bakmayı unutmayın.