Küçük Kurbağa ve Kuyusu Masalı

Değerli okurlarımız, en güzel çocuk masallarını barındıran sitemizde bugünkü masalımız çocuk masalları arasındaki Küçük Kurbağa ve Kuyusu Masalı. Küçük Kurbağa ve Kuyusu Masalı gibi masallardan sizlere en iyi masallar sunmamız için lütfen masallarımızı yorumlarınızla değerlendirin.

Bataklığın tam eşiğinde bir kurbağa ailesi yaşıyordu. Hepsi iyi, şişman, vıraklayan kurbağalardı ve gecenin ilerleyen saatlerinde konuşmaktan keyif alırlardı. Büyükanne kurbağa hep çok konuşurdu, çünkü hem bataklık hem de dışarısı hakkında pek çok hikâye biliyordu. Bataklık iyi bir yerdi, canavarlardan uzak, güvenli, huzurlu, sıcak ve yiyeceklerle doluydu. Dışarısı, pek çok tehlikenin belirdiği korkunç bir ülkeydi; kuru, misafirperver olmayan ve garip sesler, sert bitkiler ve kurbağa yiyen canavarlarla doluydu.

Küçük Kurbağa Bataklıktan Ayrılıyor

Bu nedenle, tüm ailenin en küçüğü olan Küçük Kurbağa, gerçekten anlatılanların var olup olmadığını görmek zorunda kaldı. Bir gün bataklıktan çıkıp çayıra girdi. Tahmin ettiği kadar kuru olmasa da kesinlikle kuruydu, çünkü yakın zamanda yağmur yağmıştı. Zıplayarak, birçok yeni ve harika yerleri görerek bir ormanın kıyısındaki sura geldi. Küçük kurbağa daha önce hiç duvar görmemişti ve ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu, ama üzerine atlamak için iyi bir yer gibi görünüyordu. Denedi, denedi ve sonunda başardı.

Ve orası nasıl güzel bir manzaraydı! Bataklığı, çayırı ve ormanı gördü. Uzakta olsa bile, adlarını bilmese de o güzel dağları gördü. Başının üzerinde uzanan tüm gökyüzünü gördü ve sevinçle zıpladı.

Küçük Kurbağa Kuyuya Atlıyor

Sonra arkasını döndüğünde kuyuyu da gördü. Ah, ne kadar harika görünüyordu! Derin, karanlık, ıslak ve güvenli. Ona çok hoş kokuyordu, huzur ve iyi bir saklanma yeri gibi geldi. İkinci bir saklanma yerine özellikle hızlı ihtiyacı vardı, çünkü aniden üstünde bir çığlık koptu ve baykuşu bilmese de küçük kurbağa, bunun saklanacak bir şey olduğundan emindi.

Böylece kuyuya atladı. Aşağıya doğru düştü, bazı kemikleri kırıldı ve başını incitti, ama sonunda serin, sakin bir su birikintisine indi. Biraz yüzdü, sonra bir çıkıntı buldu, üzerine oturdu ve şarkı söylemeye başladı. Baykuşa inat şarkı söyledi ve hala yükseklerde görebildiği gökyüzünü övmek için şarkı söyledi. Kendi zekâsı ve maceraları hakkında şarkı söyledi. O mutlu ve canlı bir kurbağaydı. Ama gece geldiğinde yalnızdı, karanlığa büründü ve korktu. Sonra ağladı ve dışarı çıkmak için seslendi ama kimse gelmedi.

Kurbağayı Kuyudan Çıkarttılar

Bir, iki, belki de üç gün sonra anne kurbağa ve baba kurbağa, küçük kurbağayı aramaya geldiler. Kuyuda onun küçücük sesini zar zor duydular ve duyduklarında onu dışarı çıkarmak için çimden uzun bir ip yaptılar ve onu dışarı çıkardılar. Küçük kurbağa bataklıkta sıcak bir şekilde karşılandı ve o akşam, diğerleri dinlerken o hikâyeyi anlattı.

Ama küçük kurbağa o günden sonra bataklıktan pek memnun değildi. Çayırı ve böceklerin tadının ne kadar güzel olduğunu hatırladı. Ormanın gölgesini hatırladı. Geniş gökyüzünü ve uzaktaki dağları hatırladı. Ama en çok kuyuyu hatırladı. Zaman zaman tekrar duvara gitti ve kuyunun derinliklerine baktı, ne kadar derin, karanlık, ıslak ve güvenli olduğunu hatırladı. Ne zaman üzülse geri döner ve içine bakar, bir kez daha atlamak isterdi. Ancak ailesi, böyle garip yerlerden kaçınmasını istedi ve küçük kurbağa, ikinci kez onun için geleceklerinden emin değildi. Bu yüzden duvar da otururken sadece içeri atlamayı düşündü.

Altın topuyla pervasız bir prenses olmasaydı, küçük kurbağa bir daha asla içeri girmeyebilirdi. Ama bir keresinde oradaydı ve topu kaybetti ve küçük kurbağa onu almak için içeri girdiğinde, büyüdüğünü ve kendi kendine dışarı atlayabileceğini gördü. Sonra çok gururluydu ve Prens olmaya oldukça uygundu. Küçük kurbağa o zamandan beri mutlu yaşadı, ancak prensin hala kuyuda epey zaman geçirdiğini hayal edebiliyorum.

Bir önceki masalımız Küçük Çocuk ve Kırmızı Pelerin Masalını okuyun.

Diğer Çocuk Masallarımız.

Kısa Çocuk Masallarımıza bakmayı unutmayın.