Melek ve Gizem Masalı

Değerli okurlarımız, en güzel çocuk masallarını barındıran sitemizde bugünkü masalımız çocuk masalları arasındaki Melek ve Gizem Masalı. Melek ve Gizem Masalı gibi masallardan sizlere en iyi masallar sunmamız için lütfen masallarımızı yorumlarınızla değerlendirin. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…  Bir küçük kız varmış bu küçük kızın hayatı oldukça sade bir o kadar da gizemliymiş. Küçük kız kocaman sarayda bir yardımcılar bir de babasıyla yaşıyormuş. Küçük kızın bir dediği iki edilmiyormuş. Babasının adı fatihmiş. Babası fatih oldukça ilgi göstermeye çalışırmış küçük kızına. Başka da çocuğu yokmuş zaten. Küçük kızın adı Melek’miş. Fazla şımarık olmayan çalışkan ve bir o kadar da azimli olan Melek daha okula bile başlamamış yedi yaşında küçük bir kızmış.Bir gün Melek yatağında yatarken hayal kurmaya başlamış. Her şey bu hayali kurarken bir böcek tarafından rahatsız olunca başlamış. Bir yaz mevsimin de her zaman neşeli olan Melek yine mutlu mutlu yatağına gidip, gözlerimi kapatıp hayal kurmaya başlamış. Ama kolunun üstünde bir şeyin dolaştığını fark etmiş. Gözlerini açıp koluna baktığın da ise kolunda hiçbir şey görememiş. Yanlış anladığını zannedip tekrardan gözlerini kapattığın da yatağının sonunda bir cızırtı sesi duymuş. Gözlerini açıp ayağa kalkmış ve yatağının yanındaki masanın ucunda duran küçük bir çekirge görmüş.Böcek fobisi olan Melek çekirgeyi görünce çığlık atmaya başlamış ve odaya yardımcıların girmesiyle de dışarı fırlamış. Yardımcılar dışarı çıktığın da böceği saf dışı ettiklerini söyleseler de daha bunun bir yalan olduğunu bilmeyen Melek gönül rahatlığıyla girmiş odasına. Yatağının başına oturan melek bir ses duymuş. Bu ses tiz ve kısıkmış.Sesin ne dediğini duyamayan Melek yanlış duyduğunu zannetmiş. Fakat ses ikinci kez gelmiş ve bu kez sesin ne demek istediği net bir şekilde anlaşılıyormuş. Ses “benden korkma sana zarar vermem” diyormuş. Melek başta yine de hayal olduğunu zannetse de ağzını oynatan küçük çekirgeyi gördüğün de anlamış. Yine tam çığlığı basacakken durup bir düşünmüş ve cesaretini toplayıp böceğe şöyle demiş;– Sen konuşuyorsun-Evet, konuşuyorum ama lütfen benden korkma-Benden korkma mı? Senden nasıl korkmamamı beklersin sen konuşan bir böceksin. Seni hemen gidip babama göstereceğim.– Bunu yapamazsın çünkü bunu söylediğin de kimse sana inanmaz.– Neden gelip benimle konuştun o zaman, deli olduğumu düşünmemi istediğin için falan mı?– Hayır, seni seçtim çünkü senin bana güveneceğini umuyorum.– Hangi konu da?-Birkaç gündür Dünya’dayım. Daha önce kendi başıma yaşamayı öğrenmediğim için şu an zorluk çekiyorum. Çok açım ve senden yardım istiyorum. Konuştuğum ilk ve son kişisin. Bana yardım eder misin?– Aklım da bir sürü soru var. Mesela bana zarar vermeyeceğinin bir kanıtı var mı?– Yok. İşte bu yüzden bana güvenmeni bekliyorum.– Niye bilmiyorum fakat sana güveniyorum. Sen ne yersin?– Biraz peynir.-Çekirgeler peynir mi yermiş?– Ben bir çekirge değilim. Ben Dünya’dan bile değilim.– Sen nerelisin?– Önce peynir sonra konuşuruz. 

 

Melek ve Gizemin Dünyası

Peyniri mutfaktan alıp geri odasına dönen Melek olup biteni kafasın da döndürüp her şeyin mantıklı bir açıklamasını arıyormuş. Peyniri odasına götürdüğün de başta çekirgenin boyutunun küçük olduğundan onu görememiş olsa da çekirge ona seslendiğin de fark etmiş ve o bir çekirge olmasa bile ona çekirge diye seslenmeye karar vermiş.Çekirge peyniri yerken Melek sabırsızlanmış ve sormuş;-Nereliydin sen?Ben başka gezegenden geliyorum. Gezegenimizin adı gelecek çünkü gezegenimiz, gezegenimizin haricindeki bütün gezegenlerin kendilerinden daha geride olduğunu düşünür. Gelecek gezegeninden olanlara ışık denir. En iyisi ve en güzeli gibi. Fazla kibirli, kaba ve zorbadırlar. Ben oradan bıktım çünkü dediğim gibi nezaket nedir bilmezlerdi.– vay be! Rüyada mıyım yoksa gerçekte miyim şu an karıştırıyorum.– rüya da değilsin çünkü insanlara ilk kimliğini açan gelecek ışık benim. Bu çok ağır bir suç ve tahmin edebileceğin gibi cezası da çok ağır.– Bunu niye göze aldın peki.– Sadece onların büyük kibrini söndürmek için. Çünkü Dünya da olduğum birkaç gün süre de bile onlardan kat kat daha iyi insanlar gördüm. En iyisi onlar değil ve çok sıkıyorlardı.– Evet, baya kötü çekirgelere benziyor.– Dediğim gibi biz çekirge değiliz ama sen böyle rahat ediyorsan diyebilirsin. Peynir için de ayrı bir teşekkür ederim. Şimdi eğer arkadaş olacaksak benim de seni tanımam gerekiyor adın ne?– Melek– Bana ” Seni babama söyleyeceğim dedin” demek ki bir baban var. Peki ya annen var mı?– hayır, yok ben çok küçükken bir savaşta ölmüş.– kaç yaşındasın?– yedi yaşındayım.– Melek sana bahsetmediğim birkaç özelliğimizden biri de çok uzun süreli yaşadığımızdır ve bu uzun süreli yaşam da bütün gezegenler de çok önemli olayları bilmemizdir.-bu bilginin bana yararı ne peki?– Demek istediğim şu ki son 10 içersin de bir savaş olmadığıdır.– Nasıl yani (şaşırır)? O zaman benim annem savaşta ölmedi mi?– Maalesef savaşta ölmedi. Bunu sana söyleyen kişi yalan söylemiş.Uzun bir sessizlik olur. Melek çok uzun süre düşündükten sonra babasıyla konuşmaya karar verir aşağı iner ve babasına der ki;– Baba benim annem nerde?– Ne– Doğru duydun baba. Lafı çevirme lütfen. Benim annem nerde?– Peki, tamam ama bu nereden çıktı şimdi böyle?Melek önce düşünür. Ne diyeceğine karar veremez ve sonra aklına ilk gelen şeyi söyler ve der ki;– çok araştırdım. Bana annemin savaşta öldüğünü söyledin ama hangi savaşta olduğunu söylemedin. Ben de hangi savaşta öldüğünü araştırdım ama son 10 yıl içerisin de bir savaş göremedim.– Peki. Bunu sana yeterli yaşa geldiğin de söyleyecektim ama madem anladın. Her şeyi baştan konuşalım. Biz annenle sadece üçümüzün olduğu bir piknik yapmak istedik. Annen beraber olmamızı istediği için yanımıza herhangi bir koruma almadık (pişmanlık duyar) güzel bir yeşillik alana gidip orda sohbet ettik ve eğlendik. Sonrasında sen elimden tutup beni bir yere götürmek istedin. Fakat çok küçük olduğun için nereye götürdüğünü sen bile bilmiyordun.Anneni sadece birkaç adım geri de bıraktık. Henüz daha göz mesafesindeyken arkama dönüp annene baktım ve anneni görmedim. Seni kucağıma alıp oturduğumuz alana gittik. Her tarafa baktım fakat anneni bulamadık sonraki günlerde ve hâlâ onu arıyoruz. Her tarafa baktık fakat yok. Çok gizemli bir şekilde gitti…Melek babasını o gün bir yere götürmek istediği için pişmanlık duyar ve gözleri dolar. Gözlerinin dolduğunu anlayan babası Melek’e sarılır ve özür dilerim der. Melek bir şey demeden odasına geçer. Çekirge onu görür fakat konuyu açmak istemez. Sonraki günlerde çekirge ve Melek’in arkadaşlıkları gelişir ve güzelleşir bir gün Melek çekirgeye aile fotoğraflarını gösterirken çekirge fotoğraftaki kadına çok uzun süre bakar. Bunu fark eden Melek der ki;– O benim annem neden uzun süreli baktın?– O kadını tanıyorum– Nereden?– Gelecekten.– Ne?– bir şey sorma hadi gelecek gezegenine gidelim yolda her şeyi konuşuruz.Sonra çekirge Melek’e bir şey içirir ve Melek çekirgenin boyutuna gelir bir uzay aracına binerler. Yolda giderlerken aralarında çekirgenin başlattığı şu konuşma geçer;– Ben Gelecekteyken sadece bir insan bulunuyordu. Bu insanın bulunduğu oda çok gizliydi. Yüksek yetkili görevliler haricinde kimse o odaya giremezdi ama ben kaçmadan bir iki gün önce her şeyi göze alıp o odaya girmeye çalışmıştım. Odaya girmeyi başaramadım ama kapı deliğinden bir kadın gördüm. Evet, o kadın annendi. Neden orada olduğunu biz bilmiyorduk. Şimdi ise madem senin annen kurtarmaya çalışalım.– Her şey iyi güzel fakat oraya elimizi kolumuzu sallayarak giremeyiz dimi hem seni görürlerse ağır bir ceza verecekler. Bir plan yapmalıyız.– Evet, onu da düşündüm.– Çünkü siz çok zekisiniz değil mi (!)?– Anlattıklarımdan hoşlanmadığını biliyorum fakat benim bir suçum yok.– Bak ne kadar benim bir suçum yok desende içimde şu an size karşı öyle bir kızgınlık var ki anlatamam. Birkaç gün için de garip bir şekilde hayatıma giriyorsun ve birdenbire bana annemin yaşadığını söylüyorsun falan da filan aman be!– Haklısın.– Planımız ne?– Planımız simülasyon gücümüzü onlara karşı kullanmak.– Evet, bir de simülasyonu gücünüz çıktı çok iyi. O nasıl oluyor?– Antenlerimizden çıkan dalgalarla istediğimiz kişilere dönüşebiliriz ve istediğimiz şeyi yaratabiliriz tabi bu böyle olmuyor sadece öyle görüyorlar.– Çok iyi(!) Tabi kesin bu gücünüzü kendinize karşı kullanmanızın bir cezası da vardır.– Tabi ki varSonrasında gezegene yaklaşmış olan ikili sessizliğe daldılar. Gezegene indiklerinde onları iki muhafız bekliyordu. Muhafız daha ikiliyi görmemişti. Bizim ikilinin biri başkan diğeri başkan yardımcısı kılığına bürünüp burayı kolayca geçtiler.Hatta aynı taktikle bir sürü yeri geçtiler. Ama kapıya geldiklerinde karşılarındaki muhafız başkan olsa da olmasa da parola istediğini söylemişti. İşte bizim ikili burada takıldılar. Sonra başkan kılığında olan bizim çekirge parolayı unuttuğunu ve içeri alınması gerektiğini söyledi alarm çalmaya başladı ve Melek ani bir hareketle muhafızı yere serdi sonra bizim ikili onların kılığına girip muhafız rolüne geçtiler.Alarma gelen görevlilere yerdeki baygın gerçek muhafızların izinsiz girmeye çalıştığını söylediler ve onları da geçtiler. Kapıyı açıp annelerini kurtardılar ve aynı taktiklerle Dünya’ya döndüler. Her şeyi konuştular ve bizim ikili her şeyin gerçek meselesini öğrenip olayın aslının ışıklardan birkaçının gözlem yapması üzerine Dünya’ya gönderilmesi ve yanlışlıkla anneye gözükmeleriyle başlamıştı. Sonrasında ise heyecan yapıp anneyle beraber geri gelecek gezegenine ışınlanmalarıydı.İşte bu yüzden Melek’in babası Fatih arkasını döndüğünde eşini görememişti. Annelerini Gezegende tutma nedenleri ise sadece geri Dünya’ya gönderildiğin de gerçekleri yaymasını engellemekti ve İnsanın üzerin de birkaç deney yapmalarıydı. Bunlar oldu ve bitti. Aradan yıllar geçti. Herkes çok mutlu bir şekilde ilerleri.Tabi Fatih’in de çekirgeden haberi oldu ve üçü haricinde kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu. Her şey o kadar güzel ilerliyordu ki Melek’in küçük bir erkek kardeşi bile olmuştu her neyse onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine. Bir önceki masalımız Mavi Ördek Masalını okuyun.Diğer Çocuk Masallarımız.Kısa Çocuk Masallarımıza bakmayı unutmayın.