Aslan İle Farenin Hikayesi
Aslan ile farenin hikayesi birçok farklı şekilde karşımıza çıkar. Bilindiği üzere bu iki hayvan hem yapı olarak hem de güç bakımından birbirine çok zıttır. Masallarda genellikle bu iki hayvanın netice de birbiri için önemli olduğu vurgulanmaya çalışır. Aşağıdaki masallarda bunun örneğini görebilirsiniz.
Günlerden bir gün bir ormanda kral aslan uykuya dalmış ve onu gören fare onunla eğlenmenin zevkli olabileceğini düşünmüştür. Doğrudan aslanın üstüne çıkmış. Kuyruğunu bir kay kay gibi kullanıp aşağı doğru kayarak eğlenceli vakit geçiriyormuş. Aslan bir anda uyanmış ve pençesiyle fareyi hemen yakalamıştır. Fare inanılmaz korkmuş ve ne olur kralım beni yemeğe kalkmayın, gün gelir bende size yardım ederim demiştir.
Aslan minicik bir farenin ona nasıl yardım edebileceğini merak etmiş ve onu serbest bırakmak istemiş. Bugün şanslısın küçük fare, az önce yemeğimi yemiştim. Aslan daha sonra ormanda gezmeye çıkmış ve biryandan da avcılar ormanda onun için bir kapan hazırlıyorlarmış. Aslan kapanı fark etmemiş ve onun üstüne basar basmaz avcılar onu iplere asılıp yukarı çekmişler. Artık aslan yakalanmıştır.
Aslanın kükreme sesini duyan diğer orman hayvanları ona yardım etmek istememiş ama fare onu görür görmez kralım sizi kurtaracağım diyerek, yanına gitmiş. Bu esnada avcılarda aslanı yerleştirmek için büyük bir tekerlekli kafes almaya köye doğru gitmişler. Fare aslanın kuyruğundan tutup yukarı çıkmış ve ipi hemen kemirmeye başlamış.
Bütün ipi kemirmiş olan fare aslanı kurtarmayı başarmış ve kral fareye bunun için çok teşekkür etmiş. Bundan sonra ormanların prensi sensin demiş. Farede teşekkür edip gitmek üzereyken, aslan ona dur hemen gidiyor musun benle oynamak istemez misin diye sormuş. Fare de hemen aslanın üstüne çıkmış bu sırada avcılar geliyormuş. Aslan kükremiş ve onları kovmuş. Fareyle birlikte arkalarından gülmüşler.
Aslan İle Fare Masalı
Aslan ile fare masalı kibirli olmanın zararlı olduğunu anlatır. Aslanın fareyi küçümsemesi hemen hemen her masalda karşılaşılan bir durumdur. Bu masalın sonunda aslan fareyi küçümsediği için pişmanlık yaşar. Bazı duygularını gözden geçirir. İyi okumalar…
Zamanın birinde çok güzel ve değişik hayvanların yaşadığı bir orman varmış. Bu ormanda tilki, ayı, kurt, fil, maymun, ormanların kralı aslan ve küçük bir fare yaşıyormuş. Bütün bu hayvanlar içerisinde en düşkün durumda olan diğer tüm hayvanların içinde en güçsüzü fareymiş. Üstelik diğer hayvanların hepsi devamlı onu aşağılar ve korkutmaya çalışırmış.
Bu sebeple zaten korkak bir hayvan olan fare devamlı karanlık yerlerde ve çukurlarda saklanmaya başlamış. Günlerden bir gün aklına güzel bir plan gelmiş. Eğer ben bu ormandaki en güçlü hayvandan yardım istersem ve onun kanatları altına girersem diğer tüm hayvanlardan kendimi koruyabilirim diye düşünmüştür. Bu düşünce doğrultusunda ormanlar kralının yaşamış olduğu mağaraya gitmiş. Ona:
Kralım bu ormanın en güçlüsü ve en başarılısı sensin. Sen korku nedir bilmezsin ve senin gücünle yarışılmaz. Kralların en heybetli ve en başarılı olanısın. Yüce kralım sürekli korkuyla yaşamaktan bıktım. Diğer hayvanların hepsi beni korkutup eğlenmeye çalışıyorlar. Eğer sen beni korumana alırsan ve kollamaya çalışırsan kimseden korkmama gerek kalmayacaktır. Ben de her zaman yanında durur, başına bir şey gelirse yardıma koşarım, demiş. Aslan Kral’ın önce sesi çıkmamış ve fareyi dikkatlice dinlemiş. Farenin konuşması bittiği zaman kaşlarını çatarak bütün gücüyle kükremiş.
Ey akılsız fare! Sen kim oluyorsun da bana akıl vermeye kalkıyorsun ? Sen kimsin de ben seni eve alacakmışım? Seni bir lokmada yer, yutarım. Çabuk yok ol buradan, demiş. Farenin gözleri korkudan büyümüş ve hızlıca oradan kaçmış. Aslan da çok sinirli bir halde evinden çıkıp ormana gitmiş. Ormana girdiği zaman saklanmış bir uzağa yakalanmıştır.
Tuzağın ağına sıkışıp bir türlü çıkamıyormuş. Ne yapsa, ne kadar uğraşsa da o ağdan çıkması mümkün değilmiş. Tuzak ağı çok sağlam ve ince bir şekilde örülüymüş. O esnada aslan yaptığı hatayı farketmiş. Eğer ben kendini beğenmişlik taslayıp fareyi yanıma alsaydım o beni bu tuzaktan kurtarırdı, diye düşünmüştür. “Kibir hiç iyi bir şey değilmiş.” diye kendi kendine tekrarlamıştır.
Sitemizde bulunan birkaç masal örneği;
