Atatürk İle İlgili Hikayeler

Herkes için çocukluk zamanları son derece özeldir. Çünkü ilerleyen  yıllarda çocukluk yıllarına ait  hatıralar anımsanır. Bazen güldüren bazen ise hüzünlendiren hatıralardır. Bundan dolayı herkesin çocukluk anıları kendisi için çok kıymetlidir. Atatürk ile ilgili hikayeler Atatürk’ün çocukluk anıları da herkesin merak ettiği konulardan biridir. Mustafa Kemal Atatürk, yaşantısının önemli bir bölümünü Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atabilmek için mücadele içinde harcamıştır. Bu yolda birçok zorlukla karşılaşan Atatürk farklı sorunlar ile başa çıkmayı ve başarılı olmayı başarmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk hikaye ve anıları da herkesin yakından takip ettiği konulardan birisidir.

Atatürk İle İlgili Hikayeler Kısa

Hepimizin çocukluk hikayeleri olduğu gibi Mustafa Kemal Atatürk’ünde çocukluk hikayeleri vardır. Bu hikaye ya da anılardan bazıları herkes tarafından bilinirken, bazıları ise yeni yeni duyulan şeylerdir. Özellikle isim konusu ile alakalı  olan anı neredeyse herkes tarafından duymuştur. Atatürk ile ilgili hikayeler kısa olduğu kadar etki bırakan hikayelerdir.

Atatürk, ortaokula gittiği zamanlarda matematik dersine daha fazla ilgi duyarmış. Çok sevdiği bu dersten ötürü, son derece zeki olduğu da görülmüştür. Atatürk, okul dönemlerinde hep Mustafa ismi ile çağrılırmış. Ancak şöyle bir problem söz konusuymuş; en başarılı  ve sevdiği ders olan matematik dersine giren öğretmenin ismi de Mustafa’ymış. Bundan ötürü okulda Mustafa diye seslenildiği zaman ikisi de üzerine alınıp, bakarmış. Tabi bu duruma bir çözüm getirmek gerekiyormuş.

Bir gün Mustafa öğretmeni Atatürk’ü yanına çağırmış. Ona; ‘Senin de ismin Mustafa benim de ismim Mustafa. Bu karışıklığı bitirmek için senin ismin bundan sonra ‘Mustafa Kemal’ olsun demiş. Bu şekilde bu anı Mustafa Kemal Atatürk’ün en bilindik  çocukluk hikayelerinden biri olmuştur. Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili akla gelen en önemli anılarından birisidir. Bundan sonraki yıllarda çok güçlü bir Mustafa Kemal ruhu ortaya çıkmaya başlamıştır.

Atatürk İle İlgili Hikayeler
Atatürk İle İlgili Hikayeler

Atatürk İle İlgili Kısa Hikâyeler

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk her Türk’ün kalbinde büyük bir yere sahiptir. Çok başarılı geçen bir ömür ve büyük mücadeleleri ile her zaman kalplerde olan Atatürk, yaşamı boyunca birçok zorlu yoldan geçmiştir. Özellikle daha küçükken babasını kaybetmesi ile başlayan hayat hikayesi, hem hüzünlü hem de zirveye uzanan hikayelerle doludur.

Atatürk herkesin merak ettiği ve araştırdığı bir önderdir. Sadece ülkemiz sınırları içinde değil, tüm dünya da saygı gösterilen ve sevilen bir liderdir.  Atatürk ile ilgili kısa hikayeler çoğu kişi tarafından merak edilir ve araştırılır. Çocukluğundan son yıllarına kadar birçok hikaye mevcuttur. Özellikle şu hikayesi en çok sevilenlerden biridir;

Atatürk 15 yaşlılarda Manastır Askeri İdadi’ sinde okumaktadır. Yaz tatili olduğu zaman dayısının çiftliğine gitmeye karar verir. Onların komşu oğlu Enver’ le çok iyi arkadaştır. Ara sıra birlikte gezmeye çıkarlar. Birgün Enver, bağlarına üzüm yemeye çağırır. İkisi  birlikte annelerinden izin alarak yola çıkarlar. Yolda biraz sağa sola takıldıkları için karanlık çöker.

Enver Atatürk ‘e “ İstersen geri dönelim, sen köy çocuğu değilsin, karanlıktan korkarsın” der. O da korkmadığını ve yola devam etmek istediğini söyler. Bu arada yollar patika, ıssızdır. Karanlıkta daha fazla çöker. Artık birbirlerini zor seçmeye başlarlar. Daha sonra Enver korkmaya başlar ve geri dönelim, gündüz geliriz der. Bir şekilde bağa varmayı ve birer salkım üzüm yemeyi başarırlar. Sıkıntısız bir şekilde çiftliğe geri giderler. İlerleyen yıllarda çok sevdiği arkadaşı Enver’le olan bu anısını pek çok kez anlatmıştır.

Atatürk İle İlgili Çocuk Hikayeleri

Atatürk ile ilgili çocuk hikayeleri en çok seçilen hikayeler arasındadır. Bilindiği üzere Atatürk çocukları çok sever, kollamaya çalışırmış. Bundan dolayı birçok manevi çocuğu vardır. Özellikle kızı Ülkü ile ilgili pek çok resmi ve videosu bulunur. Zaman zaman öğrencileri köşküne davet etmiş ve onları da ziyaret etmiştir. Manevi kızı Afet İnan, öğretmenlik yaptığı yıllarda sınıfını Atatürk’ü ziyaret etmek için Köşke götürür. Birçok öğrenci ile oyunlar oynar ve onları çok iyi ağırlar. Onunla tanışan ve sohbet etme imkanı bulan zamanın birçok çocuğu, ilerleyen bu anıları yüksek duygular içinde anlatmıştır.

Atatürk ile ilgili birkaç hikayemiz;

  1. Yurdumun Toprağı Temizdir
  2. Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim
  3. Sığırtmaç Mustafa Hikayesi

2 thoughts on “Atatürk İle İlgili Hikayeler

  • Şubat 29, 2024 tarihinde, saat 7:35 pm
    Permalink

    ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ELBİSE KAVGASI
    Çocukluğumda yaşadığım anılardan biri de Makbule ile Naciye arasındaki elbise kavgasıdır. Komşu kızın üstünde yeni elbiseyi gören Makbule ile Naciye, anneme, biz de yeni elbise isteriz, dediler.
    Annem: ” Tabi olur, benim güzel çocuklarım. Ölçünüzü alır, size yeni birer elbise dikerim. Şunun şurasında bayrama ne kaldı? Bayram günü de yeni elbiselerinizle gezersiniz. ”
    Birkaç günde elbiseler hazırdı. Makbule ile Naciye yeni elbiseleriyle kıvanarak gezdiler. Bir hafta sonra kız kardeşlerim eski elbiselerine dönüş yaptılar. Annem de yeni elbiseleri yıkayıp, ütüledi ve elbise dolabına astı.
    Aradan zaman geçti ve arefe gününden bir gün önce evde bir gürültüdür koptu. Naciye bayramlık elbisesini giymek istemiş, üstüne olmamış, dar gelmiş ve bir yaş büyük ablası Makbule’nin elbisesini giymiş. Bunun gören Makbule Naciye’den elbisesini çıkarmasını isteyip sesini yükseltmiş.
    Araya giren annem Naciye’ye neden ablasının elbisesini giydiğini sordu. Bunun üzerine Naciye: ” Ama anne, benim elbisem üstüme olmadı, çok dar geldi. Bir de ablamın elbisesini deneyeyim dedim. Tam geldi. Bayramda ben bunu giyeyim ha, ne dersin? ” Annem daha sonra elbiseyi Makbule’ye giydirmeye çalıştı ama dar geldi.
    Annem: ” Tabi dar gelir. Siz büyüme çağındasınız. İki ay önce diktiğim elbisenin şimdi dar geleceğini düşünemedim. O zaman bayramda Naciye bu elbiseyi giyer, ben Makbule’ye iki gün içinde yeni elbise dikerim. ”
    Annem aynen öyle yaptı. İki günde elbiseyi dikti ve Makbule bayramda bu elbiseyi giydi. Beni sorarsanız annemden rica etmiştim ve beni kırmadı. Bana bayramlık alınmadı. Babamın yokluğunda zaten kıt kanaat geçiniyorduk. Annemi zor durumda bırakmak istemedim.

    Öğretmenim Atatürk – Bilgi Yayınevi – Sayfa: 21-22
    Bir Öğretmenin Kaleminden ATATÜRK-Doğan Egmont – Sayfa: 16-17

    Yanıtla
  • Şubat 29, 2024 tarihinde, saat 7:36 pm
    Permalink

    ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ANISI: BALIKLARI SUYA ATTIM
    Bir gün Makbule ile Naciye’yi yanıma alarak çiftliğin yakınındaki gölette balık tutmaya gittim. Ben oltayla balık yakaladıkça Naciye ağladı, yalvardı, balıkları suya atmamı istedi. Naciye ağlamasın diye, balıkları suya attım ve erkenden çiftliğe döndük. Zaten hastaydı, hastalığının ilerlemesinden korkuyordum. Çiftlikte elimdeki kovanın boş olduğunu gören dayım bana şöyle dedi: ” Vay Mustafa , bakıyorum göletteki bütün balıkları yakalamışsın. Bu kadar balık bize çok, yarısını köye verelim. Hani balıklar, oltana yakalanmak için, atılırlardı. Hani avladığın balıkları şanslı sayardın. Giderken bir kova daha istiyordun. Sen önce bu kovayı doldur da sonra ikinci kovayı iste. ”

    Dayım konuşmasına devam edecekti fakat Makbule araya girdi:
    ” Mustafa abim, yakaladığı balıkları suya atmasaydı iki kova dolardı. ”
    Bunun üzerine dayım: ” Nee, abin yakaladığı balıkları suya mı attı? Ama neden? ” diye sordu.
    Makbule bu soruya şöyle cevap verdi: ” Çünkü Naciye balıklara acıdı ve her balık yakalandıktan sonra ağladı. ”
    Naciye: ” Ben ağladım diye abim bir dolu balığı suya attı. ” dedi.
    Dayım: ” Affet beni Mustafa.. Durup dururken haksız yere sana laf söyledim. Senin boşa konuşmayacağını anlamalıydım. Yarın ikimiz gideriz balık tutmaya. Yanımıza dört kova alırız. ” dedi.
    Dayım konuşmasını bitirince bir an Naciye ile göz göze geldik. Kardeşim yalvaran bakışlarla bana bakıyordu. 
    Ertesi gün sabah kahvaltısından sonra dayım çiftlikte beni çok aradı. Bulamazdı tabi ki çünkü samanlığa saklanmıştım. Dayım, Mustafa, Mustafa, neredesin? diye bağırdıkça yanımdaki Makbule ile Naciye kıkır kıkır güldüler.

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SESLİ MASAL DİNLEME UYGULAMASI